Yarı Vampir
Yıl: 1921
Hırs...
Kendisini en iyi tanımlayan kelime buydu. Hırs olmazsa onun için başarıda olmazdı. Bu yüzden bu onun gizli silahıydı... her dövüşte bir amacı olurdu. Bu yüzden kendisini "YENİLMEZ" olarak tanımlıyordu. Şimdiye kadar önüne birçok vampir çıkmış ancak hiçbiri Flint'e büyük hasar vermeyi başaramamıştı.
Flint uzun zaman önce bir krallığın prensiydi. Ancak işler yolunda gitmiyor ve sarayda kendisi küçümseniyordu. Bu duruma öylece bakamazdı. Bu yüzden saraydan kaçtı ve gezgin olarak gezmediği yer neredeyse kalmadı. Yarı vampir olduğunu 13 yaşında öğrenmişti... Amacı ise... Dünyadaki tüm kültürleri tanımak ve adalet adına savaşmaktı...
Yeniden bir cumartesi sabahı saat 6:00 da uyanmış ve yola koyulmuştu. Kara atında dört nala koşuyordu. Sonra gideceği yerin ismini ağzında mırıldandı.. Death City... Yalnızca 50 metre kalmıştı ve bu yavaşlamasına neden oldu.
Gelmişti...
Şehirden içeri girerken burayı hayalet kasabaya benzetti. Kimseler yoktu. Yalnızca yerde uçuşan toz yumakları vardı. Belki biraz kedi, birkaç böcek ve solmuş çiçekler haricinde hiçbir canlı yoktu. Binalar 1000 yıl öncesini hatırlatıyordu. En ufak bir sarsılmada yıkılacak gibi görünüyordu bu yüzden yanlarından çok dikkatli geçmeye özen göstermişti Flint...
Yürümeye devam etti...
Binanın arkasından gülüşmeler yükseliyordu. Ne söyledikleri anlaşılmıyor ancak Flint kokunun birkaç vampire ait olduğunu anlamıştı. Onlara burası hakkında soracak o kadar sorusu vardı ki...
Binanın arkasına doğru yürüdü ve onlarla karşılaştı. Onları kısaca süzdü...
Bir tanesi uzun saçlıydı kırmızı gözleri ve at kuyruk saçları onu oldukça genç gösteriyordu. Flint bu kırmızı göz olayını hiç sevmemişti. Uzun boyluydu ve aralarında en olgun o görünüyordu. Diğerleri ise kırmızı göz, kel saç, sert bakışlar ve mavi bere ile kardeş olduklarını belli ediyorlardı. Üç kişiydiler.
Flint birkaç adım daha yaklaştı. Tam ağızını açacaktı ki ikizler aynı anda saldırdılar. İkiside Flintin bir kolunu yakalayıp karşı duvara fırlattılar. Flint inledi. Neler olduğunu anlamamıştı. Liderleri gibi duran tip neden Flint e şüphe içinde bakıyordu ki? Sonra Flint kendini zor toparlayıp ayağa kalktı ve yumuşak sayılan bir ses tonu ile sordu; "Bu ne içindi şimdi? Sadece konuşmak istiyordum." İkizşer birbirine baktılar ve kahkahalara boğuldular. Sanki Flint bir hayvandı ve komik birşey yapmıştı. Bu Flint i sinirlendirdi. Ardından haykırırcasına bağırdı.. "Kavgamı istiyorsnuz?! Hadi o zaman!"
Üçününde gülümsemesi birden kayboldu. Bağırarak Flint e tüm hızları ile saldırdılar ve çarpıştılar. Flint yana kaçmayı başarmıştı. İkizlerden birine saldırdı. Boğazını koparmıştı ancak bunu bu kadar kolay yapmasının şokundaydı.. İkincisine havadan saldırdı ve omurgasını parçaladı. Sıra en büyükteydi. Bu sefer o saldırdı. Flint karşı binanın duvarını yıkarak içeri girmiş, diğer duvarddanda çıkmıştı. Binanın üstüne tırmandı ve tüm gücü ile inleyerek vampire saldırdı. Vampirde havaya sıçarayarak saldırmıştı ve çarpıştılar. Flint in vampire son sözleri şçyle oldu ; Üstü kalsın..!
Rp Bitti....